Kanserle Yaşam
Online Psikoterapi ve Beslenme Programlarımız ile Tanışın!
Kansersiz Yaşam Destek Hattı, pandemi sürecinde tedavisi aksayan, psikolojik zorluklar yaşayan ve desteğe ihtiyaç duyan onkoloji hastalarına uzaktan hizmet vermek üzere hayata geçirildi.
Roche ve Kansersiz Yaşam Derneği iş birliği ile geliştirilen bu proje kapsamında aktif tedavi gören kanser hastaları, psikologlarla online platformlar üzerinden, diyetisyenlerle ise telefon üzerinden canlı görüşme yapıyor, psikoterapi ve beslenme danışmanlığı alıyor.
Uzun yıllardır onkoloji alanında büyük yatırımlar yapan ve hastaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere birçok projeyi hayata geçiren Roche, Kansersiz Yaşam Destek Hattı’nın da sponsorluğunu üstleniyor.
Ücretsiz ve belirli bir kontenjanla sınırlı olan Kansersiz Yaşam Destek Hattı, daha iyi bir yaşam için ihtiyaç anında hastaların yanında!
Pinkline nedir?
Online Psikoterapi ve Beslenme Programı Pinkline, pandemi sürecinde tedavisi aksayan ve psikolojik zorluklar yaşayan kadın onkoloji hastalarına online hizmet vermek için tasarlandı.
Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’nin geliştirdiği Pinkline Programı kapsamında, aktif tedavi gören kanser hastası kadınlar, dijital platformlar üzerinden diyetisyenler ve psikologlar ile canlı görüşme sağlayarak beslenme danışmanlığı ve psikoterapi desteği alıyor.
Uzun yıllardır onkoloji alanında büyük yatırımlar yapan ve hastaların ihtiyaçlarını karşılamak üzere birçok proje gerçekleştiren Roche, Online Psikoterapi ve Beslenme Programı Pinkline’ın da sponsorluğunu üsteleniyor.
Ücretsiz ve belirli kontenjanla sınırlı olan Pinkline Programı, hastaların hayat kalitesini iyileştirerek onlara destek oluyor.
Kanser Hastalarına Psiko-Sosyal
Destek Neden Önemlidir?
Kanser tanısı alan birçok kişi ve ailesi için kanserle yaşam, fiziksel olduğu kadar aynı zamanda depresyon, endişe veya çeşitli korkuların da eşlik edebildiği psikolojik açıdan da zor bir süreçtir.1
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Kanser Hastalarına Öneriler
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kanserin psikolojik etkileri konusunda yapılan 20 yıllık araştırmanın sonucunda hastaların sosyal ve ruhsal yaşamlarına yönelik ortaya çıkan öneriler yedi başlık altında toplanmıştır.1
İşte bu öneriler;
1. Sosyal bağlarınızı güçlendirmeye çalışın.1
Hastalar tedavi sürecinde iş, aile hayatı ya da yaşamın günlük akışından uzaklaşırlar. Aile üyeleri ve arkadaşlar genellikle hastanın yanında kanserden söz etmekten çekinirler. Bu nedenle diğer insanlarla iletişim için yeni yollar deneyin: aile üyeleriyle iyi bir destek grubuna katılın ve arkadaşlarınızdan yardım istemeye çekinmeyin. Kanserin sizi toplumdan ve günlük hayattan uzaklaştırmasına izin vermeyin.1
2. Duygularınızı daha fazla ifade edin.1
Birçok kişi kanser nedeniyle duyduğu öfke, korku, endişe gibi duyguları kontrol altına alarak hastalığı da kontrol altına alabileceğini düşünüyor. Bu duyguların bastırılmasının hastalığın kontrolünde etkili olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Tam tersine uzmanlar, hastalık ile ilgili duyguların dürüst bir şekilde ifade edilmesinin süreci kolaylaştırdığını vurguluyor. Ayrıca hissettiklerinizi çevreniz ile paylaşmak sizi birbirinize yakınlaştıracaktır.1
3. Ölümle ilgili korkularınızı yakınlarınız ile paylaşın.1
Her insan ölümden korkar, bu normal bir tepkidir. Günümüzde kanser tanısı alanların yarısından çoğu bu hastalığı atlatmasına rağmen, kişiler yıllar öncesinde duyduğu şeyler ve toplum algısı nedeniyle ölüm korkusunu daha yoğun hissedebilmektedirler. Ölüm korkusuna ölümün kendisinden daha çok o süreç, acı çekme ve sevdiklerinden ayrılma korkusu neden olmaktadır. Açıkça ve çözümleyici biçimde ölüm korkusunu konuşmak; ölümle ilgili endişeleri hafifletiyor, kendinizi daha iyi ve güçlü hissetmenizi sağlıyor. Bunun için gerçekten güvenebileceğiniz bir kişi bulun; bu bir destek grubu, psikoterapist, doktor veya size yol gösterebileceğini düşündüğünüz bir din adamı olabilir. Güvendiğiniz bu kişilerle mutlaka konuşun.1
4. Yaşamdaki önceliklerinizi yeniden belirleyin.1
Size keyif veren ve mutlu eden ne varsa onlara daha fazla vakit ayırın: sevdikleriniz, gerçekleştirmek istediğiniz projeler ya da başkalarına yardım etmek gibi. Gereksiz gelen şeyleri, yükümlülükleri hayatınızdan çıkarın.1
5. Aile bağlarınıza önem verin.1
Sevdikleriniz ve ailenizle ilişkilerinizi kuvvetlendirmeye, onlarla zaman geçirmeye özen gösterin. Ailenizle sorunlarınızı açıkça tartışın ve ihtiyaçlarınız konusunda onlara karşı dürüst olun. Bunlarla birlikte hastalığınızla mücadele ederken ailenize yardım etmeyi unutmayın.1
6. Doktorunuzla güçlü bir ilişki kurun.1
İyi bir hasta-doktor ilişkisi için şu üç unsur çok önemlidir: İletişim, kontrol ve ilgi. Doktorunuza karşı olan talepleriniz konusunda onunla açık şekilde konuşun. Tedavi seçeneklerinizle ilgili daha fazla bilgi edinin ve tedavinin karar aşamasına dâhil olun. Sadece tedavinizle değil, aynı zamanda sizin kişiliğinizle de ilgilenen bir doktor ile tedavinizi sürdürün. Tedaviniz süresince doktorunuza karşı takdirinizi, memnuniyetinizi göstermekten kaçınmayın.1
7.Kanserin neden olabileceği ağrı veya anksiyete gibi bulgularla nasıl baş edeceğinizi öğrenin.1
Örneğin dikkatinizi ağrıya odaklamak yerine, endişelerinizi hafifletmek için nefes egzersizlerinizden ya da başka yöntemlerden faydalanarak ağrılarla kendi kendinize başa çıkmayı öğrenebilirsiniz.1
Kanser hastaları tedavi süreçlerinde çeşitli ve değişik, ruhsal ve davranışsal tepkiler gösterebilirler. Bu tür tepkiler aileleri tarafından anlayışla karşılanmalı hatta destek görmelidir.1
Kanser hastaları tedavi süreçlerinde çeşitli ve değişik, ruhsal ve davranışsal tepkiler gösterebilirler. Bu tür tepkiler aileleri tarafından anlayışla karşılanmalı hatta destek görmelidir.1
Tanıdan hemen sonra hastalarda tepkilerin ve psikolojik sıkıntıların oluşması çok yaygın görülmektedir. Ayrıca hastaların kanser tanısına verdiği tepki ve bununla baş etme yöntemleri, çoğunlukla geçmişte yaşanılan hayati problemlere karşı verilen tepkiler ve onlarla nasıl baş edildiği ile de ilişkili olabilmektedir.1
Hasta Yakınları İçin Psiko-Sosyal Destek
Kanser Sonrası Ortaya Çıkan Tepkiler
- Kişiden kişiye değişiklik gösteren tepkiler oluşmaktadır.
- İkinci aşamada en sık görülen tepki şok durumu ve inanmak istememektir.
- Gerçeği kabul etmemek; kaygı, panik ve çaresizlik duygularına karşı geliştirilmiş bir savunmadır.
- Kızgın hissetmek ve isyan temek. (Neden ben?)
- Tepki: Yok olma tehdidi hissetmek, kayıp algısı oluşması, ayrılık ve ölüm düşünceleri gibi depresyona ait temel belirtiler görülebilir.
- Uyum dönemi: Bu dönem hastanın artık gerçeği kabullenip, enerjisini ve manevi gücünü önündeki bu yeni yaşama yönelttiği bir süreçtir. Hastalığı ile birlikte yaşamaya çalışır, hayatında güven ve denge arayışı içindedir.
Tanıyı söylemeli mi söylememeli mi?
- Kendisi hakkındaki gerçeği bilmek her insanın en doğal hakkıdır.
- Hasta hakları konusundaki yasal ve tıbbi düzenlemeler, hastaya tanının söylenmesini önermektedir.
- Temel sorun ise bu durumun hastaya nasıl söyleneceğidir.
- Gerçeği inkar etmeye ihtiyaç duyan bir hasta tanı söylense de söylenmese de inkar içinde olacaktır.
- Tanı söylenmese bile birçok hasta çevresindeki insanların sözsüz iletişimi ve ortamdaki genel hissiyattan, durumu anlamaktadır.
Tanı nasıl söylenecek?
- Hastayı bilgilendirme; empati, anlayış ve destek temelinde olmalıdır.
- Hasta umutsuzluğa kapılmadan, tedavisini kabul etme ve sürdürme fırsatı verecek şekilde bilgilendirilmelidir.
- Hastanın tahammül edebileceği şekilde ve süreçte tanı söylenmelidir.
Kanser Hastasında Depresyon Belirtileri
- Çevresine karşı ilgi ve zevk azalması / kaybı
- Sıkıntı, bunaltı, halsizlik
- Ağlama, karamsar hissetmek
- Uyuma güçlüğü
- İştahta artma/azalma
- Aşırı sinirli hissetmek
- Bedensel şikayetler
- Unutkanlık / konsantrasyon güçlüğü
- Evlilik veya ilişki problemleri
- Gerginlik, huzursuzluk
- Ölüm korkusu duymak
- İçine kapanık olmak
- Alkol kullanımı
- İntihar düşüncesi veya girişimi
Kanser Hastasında Anksiyete Belirtileri
Bedensel Belirtiler 2
- Aşırı terleme, çarpıntı, hipertansiyon, baygınlık, titreme, kızarma iştahsızlık, boğazda düğümlenme, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma, bulantı, uyuşma, ishal.
- Baş dönmesi, karın ve göğüs ağrıları, huzursuzluk, sinirlilik, sıcak basması, kas ağrıları, solukluk, kilo kaybı, cinsel işlev kaybı.
Psikolojik Belirtiler 2
- Korku, kaygı, endişe, huzursuzluk, gerginlik, uyarılara karşı aşırı tepki verme
- Konsantrasyon güçlüğü, uykuya dalamama, sabırsızlık, sıkıntı, yerinde duramama
- Kendini sıkıntıdan patlayacakmış gibi hissetme
- Delirecekmiş hissine kapılma
- Kontrolünü yitirecekmiş gibi hissetme
- Bulunduğu ortamda aniden yabancılaşma hissetme / kendi bedeninden ve düşüncelerinden kopuk hale gelmiş hissetme
Referanslar:
1.https://www.kansersavascilari.org/psikolojik-destek-2/ (Erişim tarihi: 25.08.2020)
2.http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/per/belge/Kanser_hastalarina_psikolojik_yaklasim.pdf yollari (Erişim tarihi: 25.08.2020)