Güncel Kanser Taramalarında Dünyada ve Ülkemizde Son Durum

Güncel Kanser Taramalarında Dünyada ve Ülkemizde Son Durum

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) raporuna göre, 2020'de tüm dünyada 19,3 milyon kanser vakası ve 10 milyon kansere bağlı hayat kaybı gerçekleşti. Türkiye istatistiklerine bakıldığında, 2020 yılında 233.834 yeni kanser vakası ve 126.335 kansere bağlı yaşam kaybı sayısı bildirildi. Ülkemizde cinsiyete bağlı kanserlere bakıldığında erkeklerde en yaygın rastlanan kanser türlerinin akciğer, prostat, kolorektal, mesane ve mide kanseri; kadınlarda ise meme, tiroid, kolorektal, akciğer ve rahim kanseri olduğu görüldü.1,2

Önlenebilen, erken tanı ile yaşam kalitesi ve yaşam yılı artırılabilen kanserler için taramalar büyük önem taşıyor. Tarama programları ile belirti olmadan önce kanser türleri için riskli grupta bulunan bireylere muayene, görüntü ya da bazı testler yapılarak erken tanı konulabiliyor. Ülkemizde ulusal kanser tarama programı kapsamında taranan kanser türleri arasında meme kanseri, kolorektal kanser ve rahim ağzı kanseri bulunuyor.3 Peki bu kanserler için günümüzde taramalar nasıl gerçekleştiriliyor?

Meme Kanseri3

Meme kanseri taramasını kendi kendine meme muayenesi (KKMM), klinik meme muayenesi (KMM) ve mamografi ile yapılmaktadır. Kendi kendine meme muayenesi (KKMM) düzenli bir şekilde aralıklı yapılması gereken tarama yöntemidir. Adetin başlangıcından sonraki 7- 10.gün arası, menapozda ise her ayın belirlenen aynı günü, emziren kadınlarda göğüslerdeki süt boşaltıldıktan sonra, doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda her yeni ilaç kutusuna başlamadan bir önceki gün yapılmalıdır. Meme kanseri erken tanısında kullanılan klinik meme muayenesi (KMM) ise sağlık çalışanı tarafından kendi kendine meme muayenesi ile aynı basamaklar takip edilerek yapılır. Meme kanseri taramasında en fazla kullanılan ve mortaliteyi azalttığı gösterilmiş olan yöntem mamografidir.

Ülkemizde meme kanseri tarama programı, Aile Sağlığı Merkezleri ve Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) tarafından yürütülmektedir. Ailesel meme kanseri öyküsü olanlar kanser oluşumunda en yüksek riske sahip olarak kabul edilir. Bu kişilerde farkındalık için kendi kendine meme muayenesi 18 yaşından itibaren yapılmalıdır. 25 yaşından sonra 6 ayda bir klinik meme muayenesi yapılmalıdır. 25-29 yaş aralığında her yıl meme Magnetik Rezonans (MRI) ile görüntüleme yapılmalıdır. 30-75 yaş aralığında ise taramaya mamografi de eklenmelidir.

Rahim Ağzı Kanseri3

Rahim ağzı kanseri, tarama testi ile erken teşhis edilebilir. En önemli önlenebilir jinekolojik kanserdir. Günümüze kadar uygulanmakta olan rahim ağzı kanseri taramaları ile birçok ülkede mortalitesi ve morbidite %75 den fazla azalmıştır. Rahim ağzı taraması için smear testi ve/veya HPV-DNA Testi önerilmektedir. HPV testi en objektif ve tekrarlanabilir yöntem olarak kabul edilmektedir. Rahim ağzı kanseri ile HPV ilişkisi kanıtlanmıştır, kanserli hastaların %99,9’un da HPV (insan papilloma virüsü) varlığı gösterilmiştir.

Ülkemizde, rahim ağzı kanser taramasının ilk olarak HPV testleri ile yapılmasına 2012 yılında başlanmıştır. 30-65 yaş arasındaki kadınların 5 yılda bir taranması, pozitif çıkan olguların smear testi ile de değerlendirilmesi planlanmıştır. Smear testi ve HPV-DNA testi sadece birkaç dakika süren bir işlemdir. Ülkemizde, Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve KETEM kurumlarında kanser taraması yapılmaktadır. HPV testine göre, rahim ağzı kanseri yapan virüsü taşıyıp taşımadıkları söylenebilir. Son iki HPV veya Pap-smear testi negatif olan 65 yaşındaki kadınlarda tarama sonlandırılır.

Kolorektal Kanser3

Kolorektal kanserler, kanserden yaşam kayıplarının en sık üç sebebinden biridir. Kolorektal kanseri gelişmeden önlemek ve erken evrede yakalayabilmek için tarama testleri kullanılmaktadır. Kolorektal kanser tarama yöntemleri, bu hastalığa bağlı morbidite ve mortaliteyi azalttığı düşünülen ve bu açıdan etkinliği kanıtlanmış az sayıdaki yöntemlerdendir.

Ülkemizde kolorektal kanser taraması için uygulanan ideal yöntem, 50-70 yaş arası tüm erkek ve kadınlara iki yılda bir Gaitada Gizli Kan Testi (GGK) ve 10 yılda bir kolonoskopi ile yapılan taramadır. GGK Testinin pozitif olması anormal sonuçtur ve dışkıda kan bulunmuş olduğunu gösterir. Bu sonuç, kanser tanısı değildir, ancak kişide tedavi gerektiren bir durum olup olmamasını belirlemek için kolonoskopi yapılması ve uzman hekimlerce değerlendirilmesi gerekir.

GGK testi için alınan örnekte, belirsiz sonuç çıkması kan olup olmadığının net olarak görülememesi anlamına gelir. İki-üç gün ara ile en fazla iki kere daha GGK testi yapılır. Çünkü polipler (küçük tümörler) ve kanserler sürekli kanama yapmazlar, dışkıda kan olup olmadığının saptanması önemlidir.

GGK Testinin negatif olması, normal sonuçtur ve test örneğinde kan bulunmadığı anlamına gelir. Kişiye, 2 yıl sonra tekrar kolorektal kanser taraması yaptırması söylenir.70 yaşındaki son iki Gaitada Gizli Kan testi negatif olan kadın ve erkeklerde taramaya son verilmelidir.

Prostat Kanseri3

Prostat kanserinin 50 yaşından sonra görülme sıklığı artmaktadır. Prostat kanserine bağlı yaşam kayıplarının % 70’i 75 yaşından sonra meydana gelmektedir. Prostat kanseri, erkekler arasında en yaygın ikinci kanserdir. T.C. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı, ailesinde prostat kanseri öyküsü olan 40 yaşından büyük erkekler ve aile öyküsünde prostat kanseri öyküsü olmayan 50 yaşından büyük erkeklerde erken tanı ve önleme amaçlı hastanın bilgilendirilmesini ve bir üroloji uzmanına yönlendirilmesini önermektedir.

Akciğer Kanseri3

Amerikan Kanser Topluluğu (ACS) 50-74 yaş arasında en az 20 paket yıllık sigara öyküsü olan (içmeye devam eden veya son 20 yıl içinde bırakmış olan) hastalarda yıllık olarak düşük-doz bilgisayarlı tomografi yapılması önermektedir. Sigara bırakma danışmanlığı, devam eden akciğer kanseri riskleri konusunda bilgi verilmesi önemini korumaktadır. Tarama, sigarayı bırakmaya bir alternatif olarak görülmemelidir. Uzun dönem akciğer kanserinin yükünü azaltma noktasında, koruma taramadan daha etkilidir.

Mesane Kanseri3

Mesane kanseri Türkiye ‘de en sık görülen kanserler arasında 4.sırada yer almaktadır. Mesane kanseri için risk faktörleri; ailesel veya kişisel mesane kanser hikayesi, sigara içmek, kauçuk gibi kimyasallara mesleki maruziyet, erkek olmak, ileri yaş, beyaz ırk ve mesane enfeksiyonuna neden olan parazitler olarak bilinmektedir. Mesane kanseri için taramalar yapılırken bazı noktalara dikkat edilmesi gerekir. Malign (kötü huylu) potansiyele sahip tümörlerin erken tanısının mesane kanserine bağlı mortalite oranı üzerine etkisi, yanlış pozitif sonuçların yarattığı endişe ve gereksiz yapılan ileri tetkikler (sistoskopi ve biyosi) ve artmış mesane kanser tanısı taramaya karar vermek için önem taşımaktadır.

Referanslar:

1) https://gco.iarc.fr/ (Son erişim tarihi: 04.04.2021)

2) https://gco.iarc.fr/today/data/factsheets/populations/792-turkey-fact-sheets.pdf (Son erişim tarihi: 04.04.2020)

3) https://www.istahed.org.tr/bilim-komisyonu-diyor-ki-subat-2021-guncel-kanser-taramalari/ (Son erişim tarihi: 04.04.2021)