Meme Kanseri Tedavi Sürecinde Beslenme

Meme Kanseri Tedavi Sürecinde Beslenme

Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Sedef tarafından kaleme alınmıştır.

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türleri arasında yer almaktadır. Erken tanı hastalık seyrinde özellikle önemli bir yer tutar. Günümüzde erken tanı ile hastalıksız bir yaşam mümkündür. Bununla birlikte, ileri evre meme kanseri tanısı almış hastalarımız için de son derece etkili, modern ve yeni nesil tedavi yöntemleri uygulanmakta ve sağ kalım süreleri oldukça iyi düzeylere ulaşmaktadır. Bu tedavi yöntemleri arasında kemoterapi, moleküler hedefli oral tedavi ajanları ve immünoterapi yer almaktadır. Direkt olarak kanserli bölgenin hedeflendiği lokal tedaviler ise cerrahi ve radyoterapi olarak uygulanmaktadır. Rahim ağzı kanseri önlenebilen bir hastalıktır; düzenli tarama programları ve HPV aşısı ile rahim ağzı kanserinin önüne geçmek mümkündür.

Hem erken evre meme kanserinde hastalığın tekrarlama riskini azaltmak (adjuvan tedavi), hem de ileri evrede hastalığı kontrol altına almak amacı ile uyguladığımız tedavilerin kendilerine özgü yan etkileri bulunmaktadır. Bu sebeple tedavi süresince bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Örneğin dikkatle takip edilen ilaç ilaç etkileşimleri kadar ilaçların besinlerle olan etkileşimi de tedavi başarısını ve yan etki kontrolünü etkileyebilmektedir. Beslenmenin kullanılan tedaviler ile etkileşimi ve hastalık sürecine etkisi, hastaların uzmanlara en çok sordukları sorular arasında yer almaktadır.

Erken evre meme kanserinde beslenme

Erken evre meme kanseri tedavisinde cerrahi sonrası uygulanan ve yaklaşık 5 ay süren kemoterapi döneminde doğru ve dengeli beslenme, özellikle ilaç etkinliklerinin azalmaması ve dolayısıyla tedavi başarısının sağlanması için oldukça önemlidir. Kemoterapi alan hastalarda bulantı, kusma, iştahsızlık ve mukozit (tedaviye bağlı ortaya çıkan ağız yarası) gibi yan etkilerin ortaya çıkması, beslenme durumunu olumsuz etkileyebilir. Bu sebeple bu yan etkilerin zamanında tedavi edilmesi önem kazanmaktadır. Kemoterapi tedavisi süresince kilo kaybının engellenmesi amaçlanırken hastaların hareketsiz kalarak aşırı kilo almaları da önlenmelidir.

Kanser Tedavisi Sırasında Kullanılması ve Kullanılmaması Gereken Besinler

Tedavi sırasında kullanılmasını istemediğimiz besinler olduğu gibi fazlaca tüketilmesini önerdiğimiz besinler ve beslenme modelleri de bulunmaktadır.

• Özellikle tedavi sürecinde kemoterapi ile etkileşimi muhtemel olan greyfurt ve nar tüketimi kısıtlanmalıdır. Bu meyvelerin tüketimi ile ilaçların etkileri azalabilmekte veya yan etkileri artabilmektedir.

•Kemoterapi döneminde yeterli miktarda su tüketimi ile yan etki görülme sıklığı azalmaktadır.

•Halk arasındaki söylemlere konu olan ve sıklıkla sorulan şeker tüketimi ise bilindiğinin aksine tümör büyümesi ya da tedavi başarısızlığı ile ilişkili değildir. Bu konuda bilimsel bir veri bulunmamaktadır. Hastaların, sağlıklı kişiler kadar tuz ve şeker tüketimlerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Ancak yasaklanma söz konusu değildir.1

•Öğünler daha az miktarlarda ancak daha sık aralıklarla tüketilebilir. ;

•Yüksek kalorili ve protein içeren gıdalara öğünlerde yer verilmelidir.

•Bulantı giderici özelliklerinden faydalanmak amacı ile tuzlu atıştırmalıklar kullanılabilir.

•Baharat tüketimi yasak değildir ve yemeklerde kullanılabilmektedir; ancak mukozit olarak adlandırılan ağız yaraları varlığında biber içerikli baharatlar kullanılmamalıdır.

•Ağız içerisinde kemoterapi etkisi ile oluşan metalik tat oluşumunu engellemek amacı ile karanfil ve taze nane tüketimi faydalı olabilmektedir.

•Toplumumuzda fazlaca ilgi gören fitoterapi başlığı altında uygulanan bilinçsiz bitkisel ürünlerin tüketimi, başta böbrek ve karaciğer yetersizliği olmak üzere organ yetersizlikleri ve ölüme kadar varabilen tehlikelere neden olmaktadır. Tıbbi onkoloji uzmanının önermediği ya da güvenli bulmadığı ürünlerin kullanılmaması tedavi başarısı için oldukça önemlidir.1

İleri evre meme kanserinde beslenme

Tedavi yöntemlerinin değişmesiyle artan yaşam süreleri, hastalığın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkan ağrı, bulantı/kusma, halsizlik, beslenememe ve kaşeksi (kansere bağlı aşırı kilo kaybı) gibi semptomlara hastaların daha uzun süre maruz kalmalarını da beraberinde getirmiştir. En önemli problemlerden biri de hastaların yeterli düzeyde beslenememesidir. Palyatif bakım ilkeleri doğrultusunda, beslenmenin devamlılığının sağlanması oldukça önemlidir. Yeterli düzeyde beslenememe, beraberinde malnütrisyonu da getirmektedir. Malnütrisyon; enerji, protein ve diğer besinlerin yetersiz alınması veya artmış vücut ihtiyacının karşılanamaması nedeniyle, organların boyut veya fonksiyonlarında kayıp ve klinik sonuçlarda ölçülebilir yan etkiye sebep olabilen beslenme durumu olarak tanımlanmaktadır.2 Malnütrisyon; hastaların yaşam kalitelerini ve tedavi uyumlarının bozulmasına, tedavi ilişkili yan etkilerin artışına yol açabilmektedir.3

Beslenme desteğinin sağlanması şu sebeplerle önemlidir.

Kanser Tedavisi Sırasında Beslenme desteğinin Önemi

•Enerji düzeyi artar.

•Mevcut vücut ağırlığı korunur.

•Enfeksiyonlara karşı direnç sağlanır.

•Kas yıkımı ve bası yaralarının en aza indirilmesi sağlanır.

•Tedavinin sürdürülebilirliği sağlanır.

•Yaşam kalitesi artırılır.

•İyilik hissi sağlanır.

Kanser Tedavisinde Beslenme Desteği Yöntemleri

Beslenme desteği için enteral (ağızdan veya tüp yardımıyla) ve parenteral (damar yoluyla) beslenme yöntemleri kullanabilmekte olup ön planda enteral beslenme yollarının kullanımı değerlendirilmelidir. Ağızdan veya tüpten uygulanabilen hazır besin destek ürünleri, hastanın kalori ve besin ihtiyacı hesaplanarak kullanılabilir. Ayrıca hastanın beslenmesini bozabilecek bulantı/kusma, mukozit (ağız yarası) ve iştahsızlık gibi ek sorunların çözümüne yönelik tedavi planlamaları da yapılmalıdır. Kaşektik (hastalığa bağlı aşırı kilo kaybı yaşayan) hastalarda ek tedaviler iştahı artırmak, metabolik bozuklukları değiştirmek ve yaşam kalitesinin bozulmasını önlemek için tavsiye edilebilmektedir. Beslenme desteği gereken durumlarda enteral yol kullanılamıyorsa parenteral yani damar yoluyla beslenme tercih edilebilir. Enteral yolla besin alımının yeterli olduğu durumlarda parenteral yol ile besin desteği verilmesine gerek yoktur.

Sonuç olarak; meme kanseri önlenebilir, erken teşhis edilebilir ve tanı aldığında tedavi edilebilir bir hastalıktır. Son yıllarda yaşanan gelişmeler ışığında yüz güldürücü sonuçlar alınmaya devam edilmektedir. Hastalığın her evresinde beslenme, tedavi başarısının sağlanması ve hastaların yaşam kalitelerinin artırılmasında oldukça önemli yer tutar. Beslenme durumunun değerlendirilmesi ve gerekli müdahalelerin sağlıklı olarak yapılabilmesi için Tıbbi Onkoloji Uzmanı, Genel Cerrahi ve Onkolojik Diyetisyenlik bölümlerinin birlikte çalışmaları ve multidisipliner yaklaşım oldukça önemlidir.

Referanslar:

1) de van der Schueren MAE, Laviano A, Blanchard H et al. Systematic review and meta-analysis of the evidence for oral nutritional intervention on nutritional and clinical outcomes during chemo(radio)therapy: current evidence and guidance for design of future trials. Ann Oncol. 2018 May 1;29(5):1141-1153

2) Sleeper RB. Common Geriatric Syndromes and Special Problems. The Consultant Pharmacists 2009; 24: 6447-6462.

3) Çınar H, Kaya Y, Özyurt N, Çakır L, Ongun A. Palyatif Bakım Hastalarında Nütrisyonel Durumun Değerlendirilmesi. Klinik Tıp Aile Hekimliği Dergisi; 2016: 8; 3 p:15-18.